ALGI İNŞASINDA PSİKOLOJİK SAVAŞ Tarihten günümüze psikolojik savaş…

BIREYIN PSIKOLOJIK DINAMIĞI TOPLUMDA YAYGINLAŞIRSA YIĞINLARIN VE KITLELERIN SOSYAL DINAMIKLERI HALINE GELIR. "O HALDE BIREYLERI ETKILEYEREK YIĞINLARI YÖNETMELIYIZ" GÖRÜŞÜ ILETIŞIM TEKNOLOJILERI ILE ESKI ÇAĞLARA GÖRE ÇOK DAHA KOLAYLAŞTI.
ALGI GERÇEK Mİ?
Eğer inanıyorsak algı gerçeğimiz olur, algıladığımız kavramlara göre hareket ederiz. İnsan beyni çözemediği veya mantıksal olarak çerçeveleyemediği bilgileri varsayımlar ve önyargılarla tamamlayarak inanır. Yahut zihinde şüpheli bilgiler dosyasına koyarak doğrulamak için bekler, gerektiğinde kullanır. Zihnini fazla yormayan, kolaycı, düşünmeyi sevmeyen kişiler kolayca inanır ve yönetilir.
Günümüz dünyasının siyasi hayatına baktığımız zaman silahsız 3. Dünya Şavaşı başladı. Yani Asimetrik Savaş. Küresel güçler medya ve eğlence endüstrisi aracılığı ile dünya hâkimiyetlerini kazanmak ve devam ettirmek için acımasızca yöntemler buluyorlar. Bu yöntemlerden birisi de Algıları yönetmek ve manipüle etmek.
Bireyin psikolojik dinamiği toplumda yaygınlaşırsa yığınların ve kitlelerin sosyal dinamikleri haline gelir. "O halde bireyleri etkileyerek yığınları yönetmeliyiz" görüşü iletişim teknolojileri ile eski çağlara göre çok daha kolaylaştı.
Günümüz dünyasının ruhsal hayatına baktığımız zamanda ise insanlarımız hiç bir zaman özne değil bazı güçlerin gönüllü nesnesi durumunda. Bir Holywood sanatçısı bir kıyafet giyiyor, dünya gençlerinin üzerinde görmeye başlıyoruz. Sebebi algı gerçekliğinin ve tanımlamasının değiştirilmesidir. İlginç olanı bunun gönüllü olarak yapılmış olması.
ZİHİN-BEYİN-ALGI ÜÇGENİ
Algı biyopsikososyal bir süreçtir. Algı standart anlamda içsel ve dışsal bilgilerin zihin tarafından kabul edilip inanç haline dönüştürülme süreci olarak tanımlanabilir. İnsanın olduğu yerde iletişim, iletişimin olduğu yerde de algı vardır ve algı iki basamaklıdır, birinci basamağı dikkat ve odaklanma, ikinci basamağı organize etme ve kaydetme.
Toplumsal hayaAlgının oluşması için üç şartın varlığı gerekir.
1. Algılayan birey, 2. Algılanacak nesne, 3. Algı ortamı.t insanların birbirini etkilemesi sonucu oluşur. Birey değiştiğinde yığınlar değişir ortak aklın olduğu kitle haline gelir. Kitleler, etkilendiğinde de birey gibi davranır. İşte tam burada bilgiyi yöneterek var olan gerçeklerle algılanan gerçekler arasındaki farkla oynayarak algı yönetimi yapılır.
Bu üç özellik bir araya geldiğinde kişinin zihinsel süreçleri başlar.
Algının iki türlü işleyişi vardır.
1- Aktif: Canlı kamera gibidir dikkatimize göre yönelir, öğrenmemizin bilinçli kısmını oluşturur, ortalama %20 öğrenmeyi açıklar.
2- Pasif: Otomatik çalışır. Eşikaltı (Subliminal) algılama bu bölüme girer. Sabit kayıt yapar öğrenmenin %80 ini oluşturur. Yaşadığımız ortamda kendiliğinden kayıt yapar. İnsanın alışkanlıklarının yönlendirilmesi ile çalışır.
ALGININ IKI TEMELI VARDIR
1- Duygu temelli algılama: Daha çok Doğu toplumlarında görülür. Olaylar öncelikle duygusal olarak yorumlanarak onaylanır. Tanrı kralların ve Peygamberlerin doğu toplumlarında daha etkili olmasını açıklamaktadır. Temel motivasyonu korku ve sevgidir.
2- Düşünce temelli algılama: Daha çok Batı toplumlarının algı tarzıdır. Bir olayla karşılaştığında düşünce ve akıl yürütmeye öncelik verir. Filozofların Batıdan daha çok çıkması böyle açıklanabilir. Temel motivasyonu güven güvensizliktir.
ALGI VE ZIHIN FELSEFESI
Beynimizin, duygu, düşünce ve davranışların kaynağı olduğuna dair paradigmada bir dönüşüm yaşanıyor. Gerçekte beynimiz duygu, düşünce, davranışların oluşmasında kaynaklık mı yapıyor, aracılık mı yapıyor sorusu beyin felsefesiyle uğraşanların heyecanla tartıştıkları bir konudur.
Duyguların eğitiminin beynin eğitimi, beynimizin esnek bir organ olması ve yeni hücreler üretebilme kapasitesi, bilincimizin üstünde bir bilinç ve güç araştırma sorularını sordurdu. Duygusal zekâ ile uğraşanlar, kozmik bir zekânın varlığını, kişinin kendini evrenle bütünleşmiş hissettiğinde beynin bazı bölgelerinin harekete geçmesini anlamaya çalışıyorlar. Budist rahipler üzerinde yapılan deneyler, meditatif eylem durumunda Yaratıcı ile bütünleştiğini hisseden rahibin o anda bütün isteklerinin karşılanmış, bütün ihtiyaçlarının giderilmiş, extacy ve cezbe halinin beyinsel boyutunu görüntüledi.
Beynimiz mi bilincimize hizmet ediyor, bilincimiz mi beyne hizmet ediyor? Ruh ve kişilik yapımızın aracı organı olan beyin, iç ve dış uyaranları algılıyor, akıl yürütüyor, öneriyor, hükme varıyor ve karar veriyor. Bunların hepsini otomatik olarak yapabiliyorsa, sembolik düşünceyi, sanatsal düşünceyi nasıl üretiyor, yeni deneyimlere yeni çözümleri nasıl oluşturuyor, kendi varlığının farkına ne şekilde varıyor, evrenin var oluşunu hangi biçimde anlıyor? Zaman kavramını ve öleceği bilgisini nasıl algılıyor? Uçağın otomatik pilotunu programlayan, bilgisayarın donanımına yazılım ekleyen ve bağlanabilirliğini sağlayan dış güç beynimizde nasıl karşılık buluyor? Bu soruların cevabını beyin felsefecileri, kognitif bilimciler ve din bilimcilerin ortak tartışmalarına havale etmekte yarar var. (Duyguların Psikolojisi 2006)
Özetle, algılama organı olan beyin, beş duyu ile gelen bilgilerle birlikte, akıl yoluyla ulaşan düşünceleri, sezgi kanalından iletilen duyguları, dürtülerle sinyal gönderen istekleri de algılar. Hatta algılayamadığı bilgileri anlaşılır kılmak için inançları kullanır.
İdrak sonucu elde edilen bilgi ve veriler, beynin Talamus ve Hipotalamus bölgesinde filtre edilir. Davetli ve davetsiz düşünceler burada ayırt edilir. Önem ve öncelikler belirlenir, ayıklama işleminin sonucunda niyetlenmiş davranış ortaya çıkar. Artık beyin niyetlenmiş davranışa uygun çalışmaya başlar. Nesneler arasında anlam bağları kurmak için uğraşır. Biz farkında olmadan nesneleri başarı için alışverişi olacak şekilde algılar. Biz neye niyet edip, o yönde davranırsak, o programa uygun mesajlar ve proteinler üretir. Böylece sosyal davranışlarımız ortaya çıkar.
ALGI YÖNETIMI OLARAK PROPAGANDA VE BEYIN YIKAMA
Algı Yönetimi tanımı Psikolojik Savaş veya Psikolojik Harekât yerine ilk defa 17 Mart 2010 tarihinde Pentagon tarafından kullanıldı. Şimdi herkes algı yönetimi terimini kullanıyor. Bu bile bir çeşit algı yönetimidir. Kitlelere bir şeyler yaptırmak istiyorsanız ya para ile satın alırsınız ya zor kullanırsınız ya da algılarını değiştirerek gönüllü olarak ve hissettirmeden yaptırırsınız. “Manüplatif Algı Yönetimi’’ tanım olarak özet ifade ile "Kitlelerin ortak duygu, düşünce, mantık, muhakeme, eşikaltı algı ve karar verme işlevlerine etki edecek her türlü halkla ilişkiler çalışması, reklam, pazarlama, kamu diplomasisi, yumuşak güç kullanımı, stratejik iletişim gibi yöntemleri kullanarak planlanan doktrini kabul ettirme psikolojik operasyonlarının bütünüdür” denilir.
Örnek vermek gerekirse uzayda hayat vardır tezini topluma kabul ettirmek istiyorsanız önce ayda hayat olduğuna dair çeşitli haberler yaparsınız. İnsanlar ilgi duymaya başladıktan sonra inanılmayacak kadar güzel veya ilginç bir fikre inanan milyonlar oluşturarak ufolar hakkında hikâyeler üreterek pazarlayabilirsiniz. Standart psikolojik savaşın saldırı ve savunma silahı; propaganda, eğitim ve provokasyondur. Cephanesi ise; söz, yazı, resim, broşür ve e-posta şeklindeki bilgidir. Bu savaş tarzının amacı, insanları ikna etmek ve onları değiştirmektir. Yöntemi de beyin yıkamadır. Çinli General Sun-tzu, 2500 yıl önce bu konuda bir kitap yazmıştır. Türkiye devletlerinin parçalanması sürecinde kullanılan PS yöntemi, bugün içinde geçerliliğini sürdürüyor.
Sun-tzu nun bazı önerileri:
1. Hasım ülkelerde iyi olan şeyleri gözden düşürünüz.
2. Hasım ülkelerin hakanlarının başarılarını küçük göstererek şöhretlerine gölge düşürünüz ve zamanı geldiğinde de kendi halkının onları hor görmesini sağlayınız.
3. Adi ve aşağılık kişilerin işbirliğinden yararlanınız.
4. Düşman halkın kendi aralarında olan uyuşmazlık ve kavgalarını yayınız.
5. Hasmımızın geleneklerini gülünç hale getiriniz. ( Ersan İnan 1997)
PROPAGANDA NEDIR?
Amerikalı Siyasetçi Henry Kissinger’e izafe edilen konuyla alakalı şu sözü algı meselesini daha da netleştirmektedir. “Bir şeyin gerçek olmasından daha önemli olan o şeyin gerçek olarak algılanmasını sağlamaktır.”
Propaganda bir topluluğun düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla yayınlanan bilgi, belge, doktrin ve görüşlerdir.
Propagandanın amacı, propagandayı yapana doğrudan veya dolaylı fayda sağlamasıdır. Bununla birlikte propaganda ile hasım grubu ekonomik ve politik yalnızlığa itmek amaçlanır. Bir savaşta nihai zafer, düşmanın yenilgiyi kabulüne bağlıdır. Yenilgiyi kabul etmeyen düşman, ileride tekrar sorun oluşturacaktır. Düşmanın moral gücü olan maneviyatının çökmesi ancak psikolojik savaş yöntemi olan propaganda ile mümkündür. Propagandanın cephanesi söz ve kelimelerdir. Üzerinde çok uzun düşünülmüş, zaman ve zemini iyi hesaplanmış, şekil ve ölçüsü doğru belirlenmiş ve hedef kitlesi tayin edilmiş bir faaliyettir.
PROPAGANDA TÜRLERI NELERDIR?
Yukarıda tarifini vermeye çalıştığım psikolojik savaşın önemli yöntemi propagandanın farklı türleri vardır.
1. Beyaz propaganda.
2. Gri propaganda.
3. Siyah propaganda.
4. Silahlı propaganda.
5. Karşı propaganda.
BEYAZ PROPAGANDA
Açık biçimde yapılan bir propagandadır; kaynağı bellidir ve kendisini tanıtmak ister. Açık ve şeffaftır. Beyaz propagandada doğruluğa önem verilir. Yalan kullanılırsa geri teper, güveni sarsar. Kazanımı, en güçlü tarafı karşı tarafın fikirlerini çürütür taraftarlarını azaltır. Doğru, açık ve şeffaf propaganda kitlelerde güven uyandırır. Beyaz propagandanın zayıf tarafı yayılma menzilinin mahdut olmasıdır. Serbestçe dolaşamaz. Düşman kendini korumak için karşı propaganda imkânlarını hemen kullanırsa tehdit ve bozulmayla sonuçlanabilir. Yapılan propaganda hakkında toplumda şüphe uyanıyorsa eğer, silah geri tepmiş olur böylece güven zayıflar. Beyaz propagandanın malzemesi haberlerdir. Hasım tarafın hatalarını, su-i istimallerini malzeme olarak kullanırlar. Bu malzemenin ne zaman, ne şekilde, nasıl ve hangi ölçüde kullanılacağı planlanmalıdır. Kale ele geçirilirken bir atış yetmez. Binlerce top atışı yapılır, gedik açılır, atışlara devam edilir. Açılan gedik büyütülür ve içeri girilir. Psikolojik savaşın hedefi, kalenin zayıf yönünü iyi belirleyip o hedefe ısrarla ve tekrarla atışlar yapmak sonuç olarak direnci zayıflatmaktır. Zihinlerde açılan gedik büyütülecektir. Bunu sağlamak için beyaz propaganda yönteminde belirlenen doğru hedefi, binlerce kez tekrarlamaktan kaçmamak gerekir. Eğer beyaz propagandaya maruz iseniz; sabırla ve ısrarla zihinlerde oluşan gediği kapatacak söz, davranış ve eylemlerde bulunmalısınız. Propaganda da kullanılan yanlış bilgilerle ilgili şüpheler, karşı propaganda şeklinde ısrarla anlatılmalıdır.
Hitler, beyaz propagandayı başlangıçta çok iyi kullandı. O tarihte Almanya’da bulunan açgözlü sermayenin, Alman ırkına verdiği zararın boyutunu anlatmak istedi. Alman ırkının üstün ırk olduğu, diğer ırkların kültür taşıyıcısı ırklar olduğu (Türk, Japon, Fransız), güçlü olanın hâkim olması gerektiği, hâkim olmak içinde savaşmak gerektiğine inanıyorlardı.
GRI PROPAGANDA
Psikolojik savaşın önemli propaganda unsurlarından birisi olan gri propaganda bulanık bir propagandadır. Burada kaynak belli değildir, doğruluğu kanıtlanamaz. Yalan veya iftira olduğu da kesin değildir. Gri propagandanın ana malzemesi "rivayetlerdir. Çalışma tarzı açık propaganda gibi sınırlı değildir, aşağıda tanımını vereceğim kara propaganda gibi serbesttir.
Güçlü yönü muhatap tarafında iyi kabul görmesidir. İnsan üzerinde propaganda hissi doğurmaz. Propagandayı çıkaranlar belirsiz olduğu için, gri propaganda da en heyecanlı konular kullanılabilir. Bu tarzda genellikle doğru bir olaya on tane yalan sokulup muhatabı küçük ve gülünç duruma düşürmek amaçlanır. Senaryo iyi yazılmışsa eğer "rivayetler dilden dile dolaşır. Kapital sistemin Sovyet Rusya ile ilgili çıkardığı hikâyeler ve fırkalar sistemin çökmesinde büyük rol oynadı. Bu önemli olay gri propagandanın bir başarısı olarak tarihe geçti.
KARA PROPAGANDA
Kaynak belirlidir ama başka kaynaklardan çıkıyor gibi gösterilir. Kara propaganda yönteminde hile, entrika, yalan, iftira, fitne, sinsilik ve sahte delil serbesttir. Gizlilik esastır. Gerçekleri değiştirmek, inançları sarsmak ve kamu efkârını karıştırmayı amaçlar. Kaynağı anlaşıldığı zaman, tesiri olmaz geri teper. Düşmanlık duygularının artmasına neden olur. Bunun için iç düşmana karşı kullanılmaz. Psikolojik harple ilgili askeri yönetmeliklerde değeri, amacı propaganda ile görevli subaylar belirlenmiştir. Verimli ve başarılı olması için planlanması, karşı savunmanın neler olabileceği iyi hesaplanması gerekir.
Kara propaganda da kaynak daima gizlidir. Her ne sebeple olursa olsun kaynak ortaya çıktığında her türlü sorumluluk reddedilecek şekilde önceden hazırlıklı olunur. Kaynak gizli kaldıkça; yalanlar, rivayetler, şayialar, dedikodular verimli sonuçlar verir.
Amacı muhatap insanları ruhi çöküntüye götürmektir. Bu yöntemi uygulayanlar hiçbir ahlaki ve vicdanî sorumluluk duygusu taşımazlar. Akla gelebilecek her şeyi hedef olarak alır. Kara propagandada her şey kullanılacak bir malzemedir, yeter ki istenen çıkara hizmet etsin. Kitaplarda bu faaliyetin, amacı temiz, yöntemi pis olan bir propaganda tekniği olarak geçmesi uluslararası tartışma konusudur.
Kara propagandanın ana amacı, yerleşmiş bir inancı yıkmaktır. Halkı kendi içinden çıkardığı liderlerden soğutmak, ordu ve devlete karşı var olan güveni sarsmak, sosyal ve ekonomik dayanışmayı yıkmak ister. İnsanları şüpheli, kaygılı, mutsuz ve zihni karışıklık içerisinde tutmak arzusundadır.
ECHELON NEDIR?
Elektronik istihbarat ağının adıdır. Sinyal ve görüntü istihbaratı yapar. Askeri ve ekonomik süper güç olan ABD’nin dünya ülkelerinin sırlarını öğrenmeye çalıştığı elektronik kulağıdır. Her türlü iletişimi deşifre etmek, kontrol etmek ve dinlemek için kullanılır.
11 EYLÜLDE ECHELON NE OLDU?
Dünyanın her tarafı ile birlikte kendi iç bünyesini de dinlemekte başarılı olan Echelon sabote mi edildi? ABD’de 36 istihbarat örgütü var. Bunlar cömertçe destekleniyor. Sabah 8:30’da 6 uçak kaçırılıyor ve her an kalkışa hazır olarak bekleyen Emergency" savaş uçakları kalkmıyor. Echelon’in, 11 Eylül’de New York'ta susturulmuş olduğu akla daha yatkın gözüküyor. Muhtemelen bu ABD istihbaratına sızmış, dünyanın ikinci büyük istihbarat servisinin bir uygulamasıydı.
Sonuç olarak 11 Eylül eylemlerinde, silahlı propagandayı yöntem olarak benimsemiş insanlar kullanıldı. Kara ve gri propagan da teknikleri kullanılarak dünya kamuoyu, Usa-me Bin Ladin’in mensup bulunduğu inanç sistemine düşman yapılmaya çalışıldı. Bazı basın yayın organlarında bu olay verilirken, "İslami terör küreselleşti" şeklindeki haberlerin sürekli tekrarlanması psikolojik savaş bakımından çok anlamlıydı. Yapılan bu kara propaganda da muhatap bir grup da ABD yönetimiydi. 11 Eylül olaylarının ABD yönetiminin bilgisi dışında olduğuna dair bir delil, Başkan Bush’un sürçülisan ederek Haçlı savaşından bahsetmesiydi. Muhtemelen ABD yönetimi de kullanılıyordu.
Fakat harikalar çağında yaşıyoruz, insanlarda körü körüne inanma artık yerini araştırma eğilimlerine bıraktı. Tüm bu olumsuz telkinlere şüphe ile yaklaşanlar, söylenenlerin doğru olup olmadığını araştırmaya başladılar. İslam ile terörü ayrıştırmak gerektiği tezi Batı da güçlenmeye başladı.
Yapılacak propaganda hangi tür olursa olsun, üç unsur başarısını çok etkiler.
1. Propaganda yapanın yeteneği,
2. Psikolojik etüdün iyi yapılması,
3. Propagandayı kabul edecek toplumun özellikleri.
TARIH YÖNÜYLE PSIKOLOJIK SAVAŞ…
Psikolojik savaş, hem savaşta hem barışta, insanların duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirmek maksadıyla bilginin kullanılması olarak tanımlanır.
Psikolojik savaşın birinci adımı, hasmını ve kendini iyi tanımaktır.
İkinci adımı, baskı ve ikna yöntemlerini ustaca kullanarak karşı tarafta psikolojik çöküntü uyandırmaktır. Düşmanını tanımayan, savaşta yenilir. Hem kendisini hem düşmanını tanımayan savaşta yenildiği gibi savaştan sonrada toparlanamaz.
Yıldırım Bayezid ve Timur için verilen şöyle bir örnek vardır. Savaştan sonra iki Hakan birlikte durum değerlendirmesi yapıyorlar.
-“Yıldırım: Kuvvetlerimiz denkti, sen nasıl başarılı oldun?” diye soruyor. Bunun üzerine Timur parmağını uzatarak;
-İkimizde birbirimizin parmaklarımızı ısıralım diyor. Bir müddet sonra Yıldırım acıya dayanamayarak “ah” deyince, Timur parmağını hemen kurtarıyor ve sonra da,
- “Biraz daha dayansaydın ben yenilecektim” diyor.
İnsanlık tarihinde üç dönem vardır. Bunlar kölelik dönemi, işçilik dönemi ve bugün yaşanan özgürlük dönemidir. Özgürlük döneminde güç odakları denetimi ellerinde tutabilmek için; baskı, tehdit ve korkutma yöntemleri yerine, daha çok propagandayı kullanmaya başladılar.
Günümüzde hâkimiyet, silah ve kol gücünden çıkarak bilgi ve teknolojinin eline geçti. Bilgi ve teknolojiye sahip olup onu en iyi uygulayanlar, hükmetmeyi başaracaklardır.
Yüksek teknolojiye sahip olan ABD ve diğer batılı ülkelerin askeri karargâhları, geleceğin savaşları için hazırlanıyorlar. Bu savaşlarda kurşun yerine bilgi kullanılacaktır. Savaşı kimin kazanacağını teknoloji belirleyecektir.
Bireylerin ve toplumların kavgalarında altta yatan psikolojik boyut hep merak ve ilgi alanımız olmuştur.
General Eisenhover 2.Dünya savaşından sonra,“Askeri bilimlerde yaşadığımız en büyük değişim Psikolojik savaşın belirli ve tesirli bir silah olarak gelişmesidir” demiştir. Eisenhover savaş öncesi ocak başı sohbetleri düzenleyerek Amerikan toplumunu savaşa zihinsel olarak hazırlamıştı.
İnsan odaklı post modernizmde barış ve kavganın psikolojisi daha çok önem kazandı.
Psikolojik savaşta bir toplumun ruh ve beyni etkilenmeye çalışılır.
İnsanlık tarihi son zamanlarda en savaşsız dönemini yaşadı. Bunun en büyük nedeni nükleer gücün varlığıdır. Yapılacak büyük bir savaşın tarihin sonu olabileceği korkusu güç odaklarını kansız sonuç almaya mecbur bıraktı.
8 Kasım 1989 da Berlin Duvarı neşeyle parça parça söküldü ve hatıra olarak saklandı. Berlin duvarı, iki sistem arasında psikolojik sınırın somut bir sembolüydü. Kapitalist dünya, psikolojik savaş yöntemlerini, soğuk savaş döneminde çok iyi uyguladı. Böylece sosyalist halkın; düşünce, inanış ve hayat görüşlerini kendine yakın hale getirdi. Psikolojik savaş ile kan dökmeden tarihin en büyük zaferini kolayca kazandı.
Artık büyük savaş yok. Etkili propaganda yöntemleri ile yürütülen tasarlanmış planlı bilgi savaşı vardır.
Post modernizm toplumsal barış ve huzur için insan psikolojisini merkez alan politikalar üretilmesini öneriyor. Fukuyama ekonomide bunun önemini savundu. Güvenlik alanında da toplum mühendisliği çalışmaları birey odaklı çalışmalara yerini terk etmek zorunda.
Savaşların kazanılmasında veya kaybedilmesinde, barışın sürdürülebilmesinde kitlelerin ruh halini etkilemek ilk çağlardan beri vardır.
Plansız ve teşkilatsız uygulama ilk defa Çinli bir komutan olan SUNTZU tarafından milattan önce 500 senesinde “Harp San’atı” adlı eserde dile getirilmiştir. (Kesimli 1961)
Çinliler Hun, Göktürk ve Moğol imparatorluklarını parçalarken iç kavgaları çok iyi kullanmışlar ve kendilerini korumuşlardır.
Moğol orduları savaş alanına gelmeden önce çevrede kendilerinin çok büyük bir ordu olduğunu, karşı taraftan çok güçlü olduklarını, ortalığı yakıp yıkacaklarını propaganda ederler ve düşmanı psikolojik olarak çökertirlerdi.
Osmanlılar gözdağı verme yerine fethettikleri yerlerin halkına hoşgörü ile yaklaşarak, rahat ettirecekleri propagandasını yaparlardı. Bunun için önceden giden dervişler ve tüccarlar kullanırlardı. Benzer uygulama İslam dininin yayılması yöntemidir. Bir psikolojik faaliyet örneği de Hz. Muhammed’ in ölümünde yaşanmıştır. Peygamberin erken ölümü ile ümitsizlik ve endişe içinde dağılmaya yüz tutan halka hitaben Hz. Ebu Bekir; “Ey insanlar, eğer Hz. Muhammed’ e tapıyorsanız, bilin ki o ölmüştür. Fakat eğer Allah’a tapıyorsanız bilin ki; O, Hay’dır, Birdir ve Kadiri Mutlaktır” söyleminde bulunması çok etkili olmuş ve dağılmayı önlemiştir. Aynı şekilde Yavuz Selim’ in, Çaldırana giderken askerler arasında huzursuzluk çıkması üzerine “İsteyen karılarının yanına dönebilir” demesi Yeniçerinin ruh halini etkisi altına almıştır.
Büyük Atatürk’ ün savaş sonrası toplumu yapılandırma projesini uygularken halkın çok sevdiği Fevzi ÇAKMAK Paşayı hiç yanından ayırmaması, onun dindar kimliğinden yararlanması dâhiyane bir yöntemdi. Atatürk, Fevzi Paşa geldiğinde ayağa kalkar, onun dindarlığına saygı duyar sofradan içkileri kaldırtırdı.
1450’ de matbaanın icadı ile psikolojik savaşta amaçlar farklılaştı. Yakıp yıkma ve öldürme yerine, istenileni basın yolu ile elde edilmeye çevrildi. Yazılı propagandayı en iyi kullanan lider, Hitler’di. Savaş öncesi evlenen her çifte, “Kavgam“ isimli kitabını hediye ediyordu. Beş milyon adet basılıp dağıtıldığı söylenen bu kitapla halk Alman ırkının üstün olduğuna, üstün ve güçlünün hâkim olabilmesi için zayıf olanı yok etmesine inandırıldı. Bu fikirde argüman olarak Darwin’in biyolojideki tezi kullandı. Nazizm doktrinini geliştirerek halkını savaşa hazırladı.
Psikolojik savaş yöntemi olarak I. ve II. Dünya savaşlarında en çok, havadan ve yerden atılan beyannameler kullanıldı. Kore ve Vietnam savaşlarında iki tarafta ilginç örnekler gösterdiler.
II. Dünya savaşında Japonların PEARL HARBOR baskını sırasında kasten tedbir alınmaması ve karşı koyma yapılmamasını ABD kamuoyuna savaşa girme olayını onaylatmak olarak yorumlayanlar vardır. Nitekim Vietnam, Somali örneklerinde olduğu gibi, kamuoyunun desteklemediği savaşlarda ABD başarılı olamamıştır. Hatta 11 Eylül 2001 eyleminin senaryosunu tartışanlar şu tezi savunuyorlar: “Dünyaya egemen olmak isteyen derin güçler radikal grupları kullanarak kontrollü bir gerilim stratejisi ile ipleri ellerine almak istediler. 700 Milyar dolarlık silah sanayi potansiyeli harekete geçirilmeliydi ve aykırı davrananlarının kafası ezilmeliydi.”
Psikolojik savaşın en belirgin yöntemi olan propagandanın, yazılı ve sözlü basın yolu ile uygulandığı ve bilginin en büyük güç olduğu günümüzde, herkes kendi doğrusu için barışçıl bir çaba içinde olmalıdır.
Endüstri devrimi ile kol gücünün yerini, sanayi makineleri aldı. Bilgisayar devrimi ile insan beyninin yerini, artık internet alıyor. O halde kendi fikrine ve doğrularına güvenen insanlar, bu aracı kullanarak psikolojik savaşa katılmalıdırlar.
PSIKOLOJIK SAVAŞIN STRATEJIK AMAÇLARI…
Bilginin en büyük güç olarak kullanılacağı geleceğin savaşlarında, psikolojik savaşın amaçları daha büyük önem taşır. Bu savaşın stratejik amaçlarını kavramanın çok önemli olduğunu bilmeliyiz.
- Düşmanın siyasi, ekonomik, sosyal ve moral bakımından zayıflığı istismar edilerek onun savaş gücünü zayıflatmak.
- Kurtarılan bölgeleri teşkilatlandırıp kontrolü kolaylaştırmak.
- Düşmanın yenilgisini sağlamak için, düşünce, heyecan, eğilim ve davranışlar üzerine ısrarlı etkiler yaparak; direniş ve savaş azmini kırmak, morali bozarak manevi çöküntüye uğratmak ve korku duygusu uyandırarak cesaretlerini kırmak.
Psikolojik savaşın stratejik amaçlarıyla birlikte psikolojik savaşın taktik hedeflerine de değinmek gerekir. Psikolojik savaşın beş taktik hedefi söz konusudur. Bunlar;
1. Millete ve halka yöneltilen.
2. Uluslararası kamuoyunu yanıltmak.
3. Halkla yönetim arasını açmak.
4. Komutanları yanıltmak.
5. Kültür değişimini sağlamak.
Psikolojik savaşın stratejik amaçları ve taktiklerin ardından psikolojik savaşın saldırı ve savunma amaçlı çeşitleri de bulunmaktadır. Bunları kısaca izaha çalışacak olursak şu şekilde ifade edebiliriz.
STRATEJIK AMAÇLI PSIKOLOJIK SAVAŞ
Dost, düşman bütün topluluklara yöneltilir. Savaş hatlarının gerisi öncelikle planlanır. Beyaz propaganda tercih edilir. Haberler doğru çıktıkça inandırıcılık artar. Halk inanmadığı radyoyu dinlemez, inanmadığı gazeteyi okumaz, okusa da bilgilerini şüphe ile karşılar. Hitler’in uyguladığı siyah propaganda bir süre sonra tutmadı geri tepti, halk kendi inandığı radyoları dinlemeye başladı. İngiliz ve ABD yayın organları güven verici yayınlar yaptılar. Bunun etkisiyle II. Dünya savaşının yönü değişti. Kore harbinde BM güçleri, Mig 15-17 uçak taarruzuna karşı radyo propagandası yaptılar. Mig uçağını getiren Koreli pilota 100 bin Amerikan dolarının verileceği propagandası akın sayısını azalttı.
TAKTIK PSIKOLOJIK SAVAŞ
Stratejik planın belirli alanlarda uygulanmasıdır. Planlar en iyi hareket tarzını oluşturmak için yapılır. Kar-zarar analizleri yapılarak belirli bir hedef belirlenir, o hedefe yönelik çalışma grubu oluşturulur.
Karşı tarafın maneviyatını, direncini kırmaya yönelik, içinde bulunduğu feci durumu anlatarak, teslim olmaya ikna etmek için çalışılır. Bunun sağlanması için icracı subaylar gerekir. E. Yarbay Korkut Eken başarılı bir icracı psikolojik savaş subayı idi. Kore’de sarp bir tepeye sığınan ve direnen düşman askerlerine mermilerle kağıt gönderip, hoparlörlerle ses duyurup savaşa yarım saat ara verildi. Teslim olan bir asker memnun şekilde geri gönderildi. Bundan sonra ikna olan Korelilerin teslim olmaya başlamasıyla tepe alındı. (Türkoğlu 1969)
Barışta yapılan taktik psikolojik faaliyete Batı Çalışma Grubu (BÇG) örnek olarak gösterilebilir. Elde bulunan veriler, yapılan brifinglerle yargıya, ülke yöneticilerine ve akredite olan gazetecilere anlatıldı. Askeri şuraya, silahlı kuvvetlerde örgütlendiği söylenen irticai faaliyet listeleri sunuldu. Daha sonra bu verilerin, sahte istihbarat raporlarından oluştuğu anlaşıldı, fakat öngörülen siyasi hedefe ulaşılmıştı.
TAKVIYE EDICI PSIKOLOJIK SAVAŞ
Savaş sonrasında halkı rahatlatıcı ve güven verici telkinleri içeren, ayaklanmayı önleyerek itaati sağlayan psikolojik bir savaştır.
Rusya’nın işgali sırasında Almanlar halka çok kötü muamele yaptılar. Koyun sürülerini alıp götürerek, fabrikaları yerinden sökerek halkın nefretini kazandılar. Halk esasında Stalin ve ordusundan nefret ediyordu. Ancak Almanların bu kötü muamelesi sonucunda Stalin’in ordusuna yardım etmek zorunda kaldılar. Savaştan önce Rus halkı, Almanlara kurtarıcı gözüyle bakıyorlardı. Gördükleri kötü muameleler sonrasında görüşlerini değiştirerek ikmal yollarını kesip Alman ordusunun yenilgisini sağladılar. Almanlar kendilerini ari, asil, üstün ırk olarak gördükleri için Rus halkına kötü davrandılar. Bunun bedelini de ödediler.
Benzer bir uygulamayı, barışta yapılan psikolojik faaliyetler kapsamında 1940’lı yılların Türkiye’sinde de görebiliriz. Savaşa girmemiş olan Türkiye’de, gücü elinde bulunduranlar Türkiye’yi savaşa sokmamak gibi büyük bir işi başarmışlardı. Fakat bu süre zarfında halka çok kötü muameleler yapıldı. İkinci sınıf insan uygulaması ile halk horlandı. Poturlu ve çarıklı olan insanlar dönemin Ankara valisi
Nevzat Tandoğan tarafından bu şehre sokulmuyordu. Saz çalmak bile yasaktı. İnançları yaşamak ve öğretmek baskı altındaydı. Plajlara bile halkın girmesi yasaktı. Baskı o kadar ileri seviyedeydi ki, plaj serbestliğinin uygulandığı günlerde halk plajlara hücum ediyordu. Ertesi günün gazete manşetleri “Halk geldi vatandaş açıkta kaldı” şeklinde atılıyordu. Kendisini halktan üstün gören grubun uyguladığı psikolojik faaliyet yöntemi sonuç vermiyor ilk Kur’an Kursunu 1949 yılında açmak zorunda kalıyorlardı.1950 yılında yapılan serbest seçimlerde Demokrat Parti, baskı gruplarına sürpriz gelecek şekilde çoğunluğu sağlıyordu.
PROVOKASYON TIPI PSIKOLOJIK SAVAŞ
Saldırı türünde bir psikolojik savaş yöntemidir. Önceden planlanmadan genellikle “ani görevler” şeklinde karar verilir. Miting, gösteri ve cenaze törenlerinde topluluğun içerisine sızarak, inandırıcı birkaç kelime ile orada bulunanların hassasiyetlerini tahrik edecek söylemlerde bulunur, gerginliği arttırır ve öfkeyi ateşler. Bunu yaparken kullandığı silahı, yalan bilgidir. Mutsuz, eğitimsiz, yüksek beklentilerine cevap bulamayan işsiz ve yoksul grupları etkiler. 1 Mayıs 1977, K. Maraş, Sivas, Çorum, 1990 sonrası gazeteci, bilim adamı cinayetleri olayları ile, o tarihteki basına servis yapılan bilgi arasında bağlantı kurulursa, terörle mücadele için oluşturulan ani görevler mi olduğu konusunda, neden-sonuç ilişkisi dikkati çeker.
Provokasyon genellikle yerleşik devletlerde, devlet hiyerarşisinin dışındaki odaklarca emir-komuta zincirine rağmen kullanılma eğilimindedir.
İnsan psikolojisinde, hâkim olma arzusu hep olmuştur. Kontrolü elinde tutmak isteyen kişi veya kişiler, ahlaki sınırlar içinde veya dışında kalarak bunu devam ettirmeye çalışırlar. Egemen olma duygusu evrensel bir duygudur. Bu duyguyu adil ve doğru yönetebilmek, tarihte çok az liderde gerçekleşmiştir. İster ailede, ister şirket yönetiminde, isterse ülke yönetiminde olsun bazı psikoloji yasaları biliniyorsa doğru kararlar verilecek, doğru yöntemler uygulanacaktır. Gücün, bilim ve tekniğin eline geçtiği günümüzde, stratejisini buna göre düzenlemeyenler tarihin çöp sepetine atılacaklardır.
KAYNAKÇA
KESİMLİ, H. : Psikolojik Harp, 197, 198 Sayılı Ordu Dergisi Eki., KKK İSTANBUL, Askeri Basımevi 1961.
TÜRKOĞLU, S. : Psikolojik Harp Harekatının Yürütülmesi. Gen. Kur. Basımevi., ANKARA, 1969.
TARHAN, N. : Psikolojik Savaş, Timaş Yay., 23. Baskı, İSTANBUL, 2019.
TARHAN,N. : Akademi/Adıyaman Üniversitesi Dergisi Yıl:6/Sayı:15/Ağustos 2017 S:52-64
AKAY, E.Kapitalizmin Son Oyunu Algı Yönetimi, Köklü Değişim, Haziran 2014, Sayı 117
SAYDAM, A. Algılama Yönetimi, Rota Yayınları, İstanbul2005
TARHAN, N.: Asimetrik Savaş, Politik Psikoloji, Timaş. İstanbul 2010
MILITARY Dictionary, Us Department Of Defense, Washington D.C. 1.02, 17 Mart 2010, Web Site
What's Your Reaction?






